the catcher in the rye

  1. j.d salinger'in bize bıraktığı (maalesef) tek roman. holden caulfield adlı huysuz, hayatta sevecek pek az şeyi olan, biraz da 'kaybeden' bir insanın hikayesi. hayatın gülünç yanları, çoğu doğru tesbitleri, belki biraz holden'ı bulmam kendimde...

    phoebe: hayatta çok sevdiğin bir tek şey var mı, söyle bana?
    holden: tabii ki var!
    phoebe: duymak istiyorum..
    holden: ..çok sevdiğim bir şey mi, yoksa öylesine sevdiğim bir şeyi mi?!

    gibi muhteşem diyaloglardan sonra, ablamın "aynı holden gibisin" lafını anlayabiliyorum...

    (wulovic 26.09.2007 15:41 ~ 26.09.2007 17:04)
  2. "catcher in the rye", türkçe'ye "gönülçelen" adıyla çevrilmiştir ve 20. yüzyıl amerikan romanı'nın kilometre taşlarından biri olarak kabul edilir...
    (hazeyame 26.09.2007 16:13)
  3. conspiracy theory'de mel gibson'ın canlandırdığı jerry karakterinin okuduğu ve satın almadan duramadığı tek kitap.
    (rsvyl 11.10.2007 12:58)
  4. jerry fletcher* seviyorsa ben de severim mantığıyla raftan kaptığım roman yapı kredi yayınları'ndan çıkmış olup bu basımı türkçeye çavdar tarlasında çocuklar adıyla çevrilmiş.

    öncelikle, eğer biri bana bütün kitabın sadece bir-iki günde yaşananları kapsadığını söyleseydi ıyyk diye bakardım kitaba, sıkıcı zannderdim. ama değilmiş. asla değil. şu manyak zıpır amerikan gencinin dilinden insanları ve yerleri dinlemek öylesine zevkli ki. tüm serbest fikirleri, acımasız eleştirileri, ama yine de çoğu kişi için eklediği "kıyak herifti" lafları ve "işte buna bitmiştim" "bittim" "buna bitiyorum işte!" türü cümleleri ilesempatik bir roman karakteri holden. kitap boyunca yaklaşık üç karton sigara *bitirse de bunu özentlikten yapıyormuş gibi değil. tuhaf bir karakter, evet.

    aslında bir şeyleri seviyor da, neyi sevdiğininin farkında değil gibi. phoebe'yi öylesine sevecen anlatıyor, ona böyle oturup sohbet etmekten falan hoşlandığını söylüyor ama seni seviyorum demiyor mesela. mayalı süt ve peynirli sandviçi de seviyor bence ama farkında değil. önü siperlikli kırmızı şapkasını seviyor, seviyor işte. sally'yi ve jane'i de seviyor, kıskandığının bile farkına varamıyor ama. ah holden, oğlum!

    ilginç tespitleri var, gerçekten. sürekli sohbet edilesi kıyak bir herif ama farkında değil. sohbetin içine edebiliyor çok sarhoş olduğunda. yine de iyi biri. mesela romanlarla ilgili şunu demiş:

    "bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da caım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız o kitap bence gerçekten iyidir. ama öylesi pek bulunmuyor. "


    holden'in gelecekle ilgili düşünceleri pek aydınlık değil gibi görünüyor, ama güneş ışığuyla dolu aslında. sapsarı, güneş sarısı. gelecekteki mesleği şu olacak: bir çavdar tarlasında duracak. her yerde çocuklar oynuyor olacak. ve holde, çavdar tarlasının bitişiğindeki uçuruma yaklaşan çocukları yakalayıp geri koyacak, yakalaıyıcı işte, catcher in the rye. güneşin altında sapsarı tarlada yapacak bunu.

    veya ormanda bi evi olacak. ama o upuzun bir hikaye. bence kendisinden dinlemelisniz....

    "rastlarsa birine biri, çavdarlar arasında..."

    "olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir. olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bir biçimde yaşamak istemesidir."*


    on üzerinden sekiz buçukluk kitap. tavsiye ediyorum.

    "sakın kimseye bir şey anlatmayın. herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra...."


    not: sahi, göl donunca ördeklere noluyor yahu?
    (queen tinorfithiel 23.04.2008 18:14 ~ 24.04.2008 11:15)
  5. Lise yıllarımda ders kitabı kategorisinden hayatıma girdiği için asla sevemediğim bir kitap olmuştur. Çünkü her satırını didik didik okuyup, her lafın arkasında başka bir anlam aramakta beis görmeyen sevgili öğretmenimiz * sınavlarda kendi yaptığı anlamsız saptamaları, anlamsız öküz altında buzağı aramaları satır satır nakledemezsek not kırmakta hiç sakınca görmemişti. Sonuç, böyle güzel, renkli anlatıma sahip kitabı sevemiyorsunuz.

    Okuldan seneler sonra türkçesini alıp okuyayım dedim. Yok, olmadı, malesef lise günlerim canladı gözümde.
    (vladimir 24.04.2008 10:46)
  6. Müteveffa yazar J.D. Salinger'in en popüler eseri. Sorunlu çocuk Holden Caulfield'i anlatır. Fena kitap değildir, değişiktir. Entel, aykırı geçinen gençlerin en favori kahramanıdır Holden. Ama ben bu oğlanı hiç sevmediydim, onu hatırlıyorum. Şeytanlıkları yüzünden değil, sorunlu olması falan da değil sebep... Mesela Şeker Portakalı'nın Zeze'si de sorunlu bir çocuktur, sevgiye muhtaç, ama herkes tarafından şeytan diye adlandırılıp itilen yalnız bir çocukcağızdır. Ve Zeze'ye karşı inanılmaz bir merhamet, sevgi vardır içimde. Ama bu Holden oğlan... nasıl diyeyim, şımarığın önde gidenidir lan... Ya da belki öyle değildir ama yıllar önce okuduğum sırada bende öyle bir izlenim bırakmıştı...

    Phoebe iyidir ama. Canımdır, ciğerimdir.
    (itaatsiz 29.01.2010 23:12 ~ 29.01.2010 23:22)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.